Dijital Medya Paneli’ne Yapay Zeka Gazeteciliği damga vurdu

EFTELİA Marin Otel’de gerçekleşen 4. KGK Küresel Medya Çalıştayı, KGK yönetimi ile yaygın, yerel ve dış medya meclislerinin olağan toplantılarının ardından başladı. Çalıştayda mesleki sorunlar ve çözüm yollarının yanısıra çeşitli konularda sunumlar da gerçekleştirildi. Yerli ve yabancı gazeteciler, sektörel ve toplumsal işbirliği ve dayanışma olanaklarını da ele aldı.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:

ANTALYA (İGFA) - Deprem bölgesinden gelen gazetecilerin “6 Şubat 2023 depremini unutmayın, unutturmayın” çağrılarının yanı sıra, Filistin’de görev yapan gazeteciler yaşadıklarını anlattılar, Filistin’de gazetecilerin katledildiğini ve etiketlendiğini vurguladılar.

KÜRESEL GAZETECİLER KONSEYİ 5 YAŞINDA

KGK Küresel Medya Paneli, 3335 sayılı yasayla “Uluslararası Birlik” statüsünde 14 Ekim 2019 tarih ve 1660 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan KGK’nın 5. kuruluş yıldönümü pastasının kesilmesiyle başladı. KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, duayen gazeteci Yavuz Donat’ı sahneye davet ederek “5. yıl pastamızı Yavuz Abi’nin kesmesini istiyorum. Çünkü konseyimizin fikir babası kendisidir. Hayırlı uğurlu olsun. Nice 55 yıllara” dedi.

YAYMAN: DİJİTALLEŞME HAYATIN GERÇEĞİ

Mesleki gelişim ve gazeteciliğin geleceğinin (Dijitalleşme ve yapay zeka, vb. gibi) konuşulduğu KGK Küresel Medya Çalıştayı’nda aynı zamanda gazeteci olan TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, Google başta olmak üzere günümüz sosyal medya mecralarıyla ilgili yasal düzenlemeler ve düşünülen hukuki gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

Yayman, KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim’e teşekkür ederek başladığı konuşmasında “Böyle bir organizasyonu yapmak büyük bir yetenektir, gazetecileri bir arada toplamak zor iştir. Böyle toplantılara daha çok ihtiyacımız var. Sayın Dim’e teşekkür ediyorum” dedi.

Yayman, “Dijitalleşme artık hayatın gerçeği. Sadece gazeteler değil ekonomi, sanat, kısacası topyekun hayat dijitalleşti. Ancak biz dijitalleşmeyi dejenerasyon, siber faşizm, istismar, aklımıza gelebilecek her türlü olumsuzlukla birlikte anar vaziyetteyiz. Bunu derhal değiştirmemiz lazım. Dijitalleşme bahsinde son cümlem şu olsun; ulus aşırı dijital ağlar kendilerini yasamanın, yürütmenin, yargının, ulus devletin üstünde görüyor. Bu çok ciddi bir tehdidi beraberinde getiriyor. Youtube’un 60 milyon, Instagram’ın 60 milyon, Facebook’un 35 milyon, Tiktok’un 30 milyon, X’in 20 milyon takipçisi var. Aileyi, çocuğu, kadını, kamu düzenini korumalıyız” dedi.

PROF. DR. AVŞAR: MEDYA, DENETİMİ İDAREYE BIRAKMAMALI

Yayman’ın moderatörlüğünde süren medya panelinde Prof. Dr. Zakir Avşar “Güncel olaylar ışığında medyada etik duruş” konusunu aktardı. Avşar, “Geleneksel medyadan dijital medyaya hızlı bir giriş yaptık. Doğal olarak bunun sancılarını yaşıyoruz. Meslekler, etik kuralları kendileri zaman içerisinde oluştururlar. Meslekleri meslek yapan etik kurallarıdır. Etik kuralı olmayan meslek, meslek değildir. Meslekler kendi kendilerini denetleyebilmeli. Mesleki örgütler bunu kendileri yapmalı. O zaman sansür denilen kavramı hiç bir zaman tartışmayız. Hızın şehvetine kapılıp haberi herkesten önce vermek istenince hakikat ortadan kayboluyor. En büyük sorun bu. Biz gazeteciler her zaman hakikati üstün tuttuk, bunun için bedeller ödedik, hala da bedeller ödüyoruz. Gazeteciliği ulvi bir meslek yapan husus hakikat mücadelesidir. Bu mücadele sürdürülmezse gazetecilik olmaz. Tıklanma, etkileşim kavramları mesleğimizi öldürüyor. Biz geleneksel gazeteciliği reyting ve tiraj için yapmıyorduk. İşimizi doğru yaptığımızda kendiliğinden bunlar geliyordu. Şimdi temel problemimiz bu. Denetimi idareye bırakmamak lazım. İdarenin denetimi her zaman isabetli değildir. Ortak denetim öneriyorum. Burada iş, denetimi idareye bırakmamak zorunda olan gazetecilere düşüyor. Eğer gazeteciler bunu yapmazsa dışarıdan müdahaleler sıklaşır. Kendi içimizde çürümemeliyiz ve mesleğimizi korumalıyız. Eğer etik kodlara dikkat edersek bizi kimsenin denetlemesine gerek kalmaz. Dünyadaki etik kodlar arasında neredeyse fark yok. Demek ki aklın yolu bir. Bu kodlara uyduğumuz zaman sorun biter” dedi.

KÜÇÜKŞABANOĞLU: YAPAY ZEKAYA GEÇ KALIRSAK OYUN DIŞI KALIRIZ

Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı, ünlü Teknoloji İletişimcisi Zafer Küçükşabanoğlu ise “Medyada yapay zeka” konusuna değindi.

Nazik daveti, heyecanı ve başarılı organizasyonu için Mehmet Ali Dim’e alkış isteyerek başladığı konuşmasında yapay zekanın önemine dikkat çeken Küçükşabanoğlu, “Teknolojinin bu kadar geliştiği, yapay zekanın konuşulduğu bu dönemde korku ve kaygı duyan insan grubu var. Tam karşısında ise ‘Dünya bir sayfa değiştiriyor. Teknoloji artık bu sayfanın merkezinde’ diyerek heyecan ve merak duyan bir insan grubu da var. Korku ve kaygının bir anlamı yok. Heyecan ve merak duyup, teknolojinin imkanlarından faydalanmak gerek. Artık dünya bir transformasyona, değişim ve dönüşüme girdi. Dünya yepyeni bir sayfaya geçiyor. Biz de tam bu geçiş döneminin ortasındayız. Bu döneme denk geldik. Sanayi devrimlerinde hep geç kaldık. İtici güç şu anda yapay zeka ve bu kez de geç kalırsak oyun dışı kalacağız. Yapay zeka bir ütopya değil, geleceğin değil bugünün teknolojisi” şeklinde konuştu.

Tüm dünyanın yapay zekayı gündemine almış durumda olduğunu söyleyen Küçükşabanoğlu, “Peki yapay zeka gazetecilerin mesleğini elinden alacak mı? Yapay zeka gazetecilerin rutin haber üretim süreçlerini hızlandırabilir, veri analizi ve içerik sonuçlarını yapabilir. Otomatik yazım kolaylığı var. Ancak gazeteciliğin araştırma, analiz, etik ve karar verme gibi insani becerilere dayanan yönleri şu anda yapay zekayı zorlar. Bu karmaşık işleri yapay zekanın şu anda yapamayacağı söyleniyor. Ancak kendimizi geliştirmezsek 10 sene sonra bu durum farklılaşabilir.

Örneğin röportajı yazıya dökmek gibi işlerde yapay zeka ile zaman kazanıp, zamanımızı daha verimli harcayabiliriz. Özetle yapay zekayı kullanmazsak, oyunun çok gerisinde kalırız. Yapay zeka çağı başladı. Türkiye’de 85 milyonun yapay zeka ile ilgilenmesi gerekiyor. Magazin konusu değil artık bu. Tüm Türkiye ilgilenmeli ve meslekleri ile yapay zekayı entegre etmeli” diye konuştu.

Tüm medya mensuplarına yapay zeka eğitimi seferberliği başlatılmasını öneren Küçükşabanoğlu, “Henüz toplumumuzun yüzde 5’i yapay zekayı tanımlayabiliyor. O nedenle topluma yapay zekayı öğretmeliyiz. Yapay zeka teknolojisi anbean kendisini geliştiriyor. Türkiye artık bu konuya magazinsel bakmamalı” dedi.

BAYAZIT SOSYAL MEDYANIN RÖNTGENİNİ ÇEKTİ

KGK Genel Başkan Vekili İsmail Bayazıt ise “Big data” konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Veri analizi, internette data, haber girişi ve yorum gibi konulara değinen Bayazıt, her gün 2 trilyon veri girişi yapıldığını söyledi. Verinin güvenliği ve kalitesinin önemine de dikkat çeken Bayazıt, sosyal medya kullanıcılarının hangi lokasyonlarda hangi mecraları kullandıklarını, içerik dağılımının ne şekilde olduğunu da detaylarıyla aktardı. Bayazıt, Türk dünyasında sosyal medya kullanıcılarının sırasıyla en çok güvenlik, savunma, eğitim, spor, sağlık konularını paylaştığını belirtti.

PROF. DR. ERASLAN: GOOGLE TELİF HAKKINI İSTİYORUZ

Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan da “Sosyal medyanın geleneksel gazeteciliğe etkisi” konusunda konuştu.

Konuşmasına Yayman’a seslenerek başlayan Eraslan, “Google telif hakkını istiyoruz. Yerel medyadaki dostlarımızın emeklerini Google çalıyor” dedi.

Sosyal medya ve geleneksel medyada haber akışına ilişkin bilgiler veren Eraslan, “Dijital gazetecilik, haber siteleri istediğimiz şekilde işlemiyor. Ayrı problemleri ve ekonomisi var. Buna eğilmeliyiz. Geleneksel gazetecilik ve dijital gazeteciliğin farkı; dijital tıklamaya odaklanıyor. Geleneksel gazetecilik araştırma ve doğrulamaya önem veriyor. Gelecekte hibrit medya dediğimiz geleneksel ve dijital medya işbirliğini göreceğiz. Sosyal medyanın da hukuki sorumlulukları var, bu konuda meclis çalışıyor. Ciddi bir lobi var. Sosyal medya savaşları var. Dijital ağlar kontrol mekanizmalarına uymuyorlar. Avrupa’da, Amerika’da kurallara uyuyor, Türkiye’de uymuyor. Bu özgürlük kısıtlaması değil. Türkiye Cumhuriyeti muz cumhuriyeti değil. Kurallara uyacaksınız. Dezenfermasyon ve sansür yasaları tüm dünyada var. Alman yasalarını görseniz yıkılır ortalık. Çok sert cezaları var” şeklinde konuştu.

Medyaya önerilerde bulunan Eraslan, “Dijitalleşmeyi benimseyin, bundan kaçış yok. İnsanların haber üretme ve tüketme eğilimleri değişiyor. Profesyonellerle çalışın. Doğrulama mekanizmalarını oluşturun. Etkileşimi, geri bildirimi önemseyin. Çoklu platform kullanın” şeklinde konuştu.

Çalıştay, soru cevap bölümünün ardından sona erdi. KGK’nın dev organizasyonu, bu akşam Küresel Başarı Ödülleri Töreni ile taçlandı.